SAFFET EMRE TONGUÇ: İKİ CENNET ADA, ÜÇ AVRUPALI KÜLTÜR BARBADOS
SAFFET EMRE TONGUÇ: İKİ CENNET ADA, ÜÇ AVRUPALI KÜLTÜR BARBADOS
Tropikal Karayipler yolculuğumuzda yeni duraklarımız Sint Maarten-Saint Martin ve Barbados. Her ne kadar yerli kültürün izleri silikleşmişse de dünyadan uzak bu cennetlerde bir harman çıkmış ortaya.
Kolomb’la Başlamış...
Adanın yerli halkı Arawaklar ve Kalinagolar. 1493’te Kristof Kolomb devreye girerek adayı eski kıtayla tanıştırmış. İspanya, Fransa ve Hollanda tarihin farklı dönemlerinde adayı yönetmiş ve nimetlerinden yararlanmış. 1648’de Fransa ve Hollanda adayı ikiye bölüp yönetme konusunda anlaşmışlar. Her iki taraf da Avrupa kültürünün temsilcileri olmakla birlikte farklı zevklere hitap ediyor. Sint Maarten daha çok eğlencesi ve gece hayatı tanınıyor. Saint Martin ise alışveriş tutkunlarıyla birlikte gurmelere hitap ediyor. Fransız tarafının plajları da çok meşhur.
<="" p=""/>
Adanın sezonu aralık ve nisan arasında. Adayı keşfetmenin en zevkli yolu araba kiralamak ve muhteşem manzaralar eşliğinde çevresinde bir tur atmak. Barbados’u arabayla bir günde gezebilirsiniz. Unutmayın trafik soldan akıyor. Eğer hava koşulları müsaitse Britanya’ya bağlı Anguilla ve St. Kitts ile Hollanda’ya bağlı Saba adaları da manzaranıza eşlik edecek. Tüm ada ve olağanüstü bir Karayip manzarasını önünüze seren 425 metrelik ‘Cennet Tepesi’ (Pic du Paradise) adanın en yüksek noktası. Philipsburg Sint Maarten’in başkenti ve ticari merkezi. Büyük Körfez (Great Bay) ve Büyük Tuz Gölü (Great Salt Pond) arasına kurulmuş. Bu küçük şehri gezerken benim önerim ana caddeleri birbirine bağlayan dar ve kısa yollara dalmanız.
İkinci durağımız doğa harikası Barbados’ta turkuvaz renkli denizi, beyaz kumsallar ve palmiye ağaçları tamamlıyor. Hava sıcaklığı yıl boyunca 21-30 derece arasında. Ada volkanik değil, kireçtaşı ve mercandan oluştuğu için de musluk suyu son derece iyi, hatta dünyanın en iyilerinden biri. Adanın kuzey sahilleri jet-setin gözbebeği. 340 seneye yakın bir süre İngiliz kolonisi olarak yaşadıklarından, bir yanda beş çayları, diğer tarafta kriket oynayanlar, bir de İngiliz aksanıyla konuşanlar var. Adanın adı İspanyolca ‘Sakallılar’ anlamındaki Los Barbados’dan geliyor. Kendilerine ‘Bajan’ diyen Barbadoslular dine çok düşkün. Hıristiyanlığın yüzden fazla mezhebine ait kiliseler her köşe başında var. 1620’lerde kurulmuş Nidhe Israel Sinagogu, yeni dünyanın en eski sinagoglarından biri. Barbados’ta Cuma, City ve Mekke isimli mescitler de var.
Ünlü şarkıcı Rihanna da adanın dünyaya kazandırdıklarından. ABD’nin kurucusu George Washington ülkesi dışındaki tek seyahatini Barbados’a yapmış ve 1751’de adaya gelmiş. Tahmin edeceğiniz gibi kaldığı evi müze yapmışlar! Bir de tarihe meraklı olanların gezebileceği 8 galeriden oluşan ve Barbados’un tarihiyle ilgili eserleri bulabileceğiniz Barbados Müzesi var.
Flower Forest, St. Joseph’te yemyeşil bir botanik bahçe. Gene bu bölgedeki Andromeda Botanik Bahçeleri de yeryüzündeki cennet tanımına uyuyor. St. Thomas’taki Harrison’s Cave’de ilginç mağaralar, sarkıtlar, dikitler ve küçük şelaleler var. En güzel plajların arayışı içerisindeyseniz Paynes Bay, Brandon’s, Paradise ve Brighton plajları listenizde olsun.
Barbados’a gelen turistlerin çoğu batı sahillerinde güzel plajların olduğu yerde kalıyor, oysa içerilere, St. Thomas, St. George, St. Andrews, St. Joseph ve St. John gibi bölgelere gidildiğinde çok güzel, doğanın cömertliğiyle zenginleşmiş yerler var.
Sint Maarten Ve Saint Martin’in Eğlenceli Durakları
*İster Hollanda ister Fransız tarafında olun, denizin ve plajların sunduğu birçok imkân var.
*Hollanda tarafında yani Sint Maarten’de Cupecoy Bay ve Down Beach en çok tercih edilenlerden. Fransa sınırına çok yakın olan Cupecoy sırtını dayadığı kayalar ve mağaralarla görkemli görünüyor. Eğlencede sınır tanımak istemeyenlerdenseniz seçiminiz Maho olmalı. Mullet Bay de şnorkelle yüzmek isteyenlerin tercihi.
*Saint Martin’deki Orient Plajı aynı zamanda doğal koruma alanı. Burada belediye başkanının tepede yeşillikler içine saklanmış ikametgâhını görebilirsiniz.